Pendik Masaj Salonu Hizmeti – Masör Ece
Pendik Masaj Salonu Hizmeti  – Masör Ece
Pendik Masaj Salonu bana kendi akranıymış ÅŸeklinde davranıyor, bir ablanın sıcaklığı, yakınlığı, içtendeÄŸiyle öğütler veriyordu. Bayıldım kıza. Zaza’ya duyduÄŸum gibi bir hayranlık duymuyordum ona. Marguerite’in bende uyandırdığı belirsiz itkileri uyandırmayacak kadar da saf, dünyadan uzak bir hali vardı. Ama öylesine romantikti ki, onda, kısa bir süre sonra oluÅŸacak “ben”i görüyor gibiydim. Bizi eve Clotilde götürdü. Kız daha kapıyı kapatıp, hemen hemen gitmiÅŸti ki, evde kıyamet koptu: Meulan’da bir diÅŸ fırçası unutmuÅŸtuk! Orada geçirdiÄŸim refah dolu günlerin mutluluÄŸundan sonra, daha eve adım atar atmaz baÅŸlayan gürültülü patırtılı hava, bana müthiÅŸ boÄŸucu geldi. Salondaki dolaba başımı dayayarak, aÄŸlayıp, içimi döktüm.
Pendik Masaj Salonu de aÄŸlayıp sızladı. Annemle babam, “Åžunlara da bakın hele! Ufak hanımlar eve gelir gelmez, feryat figana baÅŸlıyorlar!” diye baÄŸlarırdılar. Bugüne dek ses çıkarmadan katlandığım bütün bu haykırmaların, azarların, cezaların ne kadar dayanılmaz olduÄŸunu ilk kez itiraf ettim kendime.
Pendik Masaj Salonu
Pendik Masaj Salonu içime attığım gözyaÅŸları birikmiÅŸ birikmiÅŸti. BoÅŸana boÅŸana aÄŸlamak istiyordum. YavaÅŸ yavaÅŸ kendisinden uzaklaÅŸtığımı, içten içe anlıyor muydu annem, bilemeyeceÄŸim, ama ne söylesem, ne yapsam suç oluyor, derhal baÄŸlarırmaya baÅŸlıyordu. Sinirine dokunuyor, sinirlendiriyordum onu. Bir abla gibi gördüğüm Clotilde’den medet umdum. Sık sık gidiyordum ona. Güzel giysileri, zevkle döşenmiÅŸ odası, Clotilde’in cana yakınlığı, tatlılığı, iyiliÄŸi ve baÄŸlarımsızlığı beni çekiyordu. Bir konsere giderken mutlak taksiye binmesine bayılıyordum: bence bundan daha muhteÅŸem bir ÅŸey olamazdı. Bir de, konser programına, dinlediÄŸimiz parçalara deÄŸgin notlar alışına hayrandım. Zazâ ve ondan da çok Clotilde’in kendi dostları, onunla dostluk kurmamdan ÅŸaÅŸkına dönmüşlerdi. Sadece akran, . Bir yaÅŸ büyük ya da bir yaÅŸ ufak kızların arkadaÅŸlık etmesi âdetti. Bir gün Lili Mabille ve öteki “genç hanımlarla beraber Clotilde’e çaya gittim. Ortamı müthiÅŸ yadırgadım; konuÅŸulanları alabildiÄŸine tatsız ve yavan buldum.
Bir de Clotilde, aşın dindardı. Tanrıya inanmayan benim benzer biçimde birine, akıl veremez, öneride bulunamazdı. Sanırım, o da beni kendine nazaran çok küçük buldu. Daha seyrek görüşmemiz için elinden geleni yaptı, ben de bunu önlemeye çalışmadım. Birkaç hafta sonra hiç görüşmez olduk. Kısa bir süre sonrasında da, bir sürü mide bulandırıcı duygusallıklar içinde, “dengi dengine” bir evlilik yaptı. Okul açılacağı sırada dedem hastalandı. Bütün giriÅŸimleri, baÅŸarısızlıkla neticelanmıştı. OÄŸlu, parayla açılabilen bir teneke kutu yapmıştı; dedem bu buluÅŸu deÄŸerlendirmek istemiÅŸ, ama patenti yitirmiÅŸti. Rakibini mahkemeye vermiÅŸ, davayı da kaybetmiÅŸti sonucunda. “Alacaklılar” , “bankerler” , “banka senetleri” , “ipotekler” gibi bir alay huzursuzluk dolu sözcük yerleÅŸmiÅŸti tüm mevzuÅŸmalarının iPendik Yakası. Bazen onlara gittiÄŸimde, birden sokak kapısı çalınırdı.
Dedem derhal parmağını aÄŸzına götürür, tamamımız nefes almaktan korkarak, çıt çıkarmazdık. Dedemin yüzü bzarıp bozarır, gözleri alev alev yanardı. Bigün, sokaÄŸa çıkarken, “Åžemsiyem nerede benim?” diye aranmıştı, güçlükle ayakta durarak. Sonraki görüşümde, dedem sabahtan akÅŸfakat dek bir koltukta oturuyor, yerinden kıpırdamıyor, gözlerini bile arada bir açıyordu. Zaman süre, göz kapaklarını aralayarak, “harika bir fikrim var, enfes bir buluÅŸ!” diyordu anneanneme, “varlıklı olacağız bu sefer.
Son yorumlar