Pendik Masaj Salonu

Gözyaşlarını tutmak, saklamak veya hızla akıp gitmelerini sağlamak için boşuna bir çabayla başını yana çevirdi ve yüzünü buruşturdu. Sonra dudaklarının arasından sert bir öksürük sesi terfi etti ve birkaç damla kan, ince bir çizgi hâlinde çenesinden aşağı aktı. Cinder yüzünü buruşturdu ve brokar battaniyenin bir köşesiyle Peony’nin çenesindeki kanı sildi. “Pes etme Peony. Benim bağışıklığım olduğuna göre, bu hastalığı yenmenin bir yolu da var demektir. Ve onun ne olduğunu bulacaklar. Baloya hâlâ gidebilirsin.” Ona Iko’nun, balo elbisesini kurtarmayı başardığını söylemeyi düşündü. Ama sonrasında, bunu söylemenin, daha önceden temas etmiş olduğu her şeyin yok edildiğini söylemeyi de gerektireceğini fark etti. Boğazcaını temizledi ve Peony’nin şakaklarına yapışmış saçlarını geriye doğru ittirdi.  Pendik Masaj Salonu

Pendik Masaj Salonu

 

Peony tir tir titriyordu. “Bu bana verilen bir ceza,” dedi Peony, gözlerini kapatarak. “Saçmalama,” dedi Cinder. “Bu veba sadece… Adil değil, biliyorum. Ama sen yanlış bir şey yapmadın.” Peony’nin elini okşadı. “Annem ve Pearl?” “Üzüntüden perişan hâldeler,” dedi Cinder. “hepimiz seni çok özlüyoruz. Ama vebaya yakalanmadılar.” Peony’nin gözleri açılıverdi. Cinder’ın yüzünü inceledi, sonrasında boynuna doğru baktı. “Senin lekelerin nerede?” Pendik Masaj Salonu Dudaklarını aralayan Cinder’ın eli, farkında olmadan boynuna gitti fakat Peony, bir cevap almak için beklemedi. “Şurada uyuyabilirsin, değil mi?” dedi, yandaki boş yatağa işaret ederek.

 

Peony başını yana eğdi. “fakat buradasın.” Pendik Masaj Salonu “Biliyorum. Açıklaması karışık. Dün letumosis araştırma merkezine gittim, beni kontrol ettiler ve… Peony, benim bağışıklığım var. Letumosis beni etkilemiyor.” Peony’nin çatık kaşları yumuşadı. Sanki bağışıklık gözler görülebilir, son aşama belirgin olması ihtiyaç duyulan bir şeymiş benzer biçimde yeniden Cinder’ın yüzünü, boynunu, kollarını inceledi. “Bağışıklığın mı var?” Cinder sonucunda birilerine sırrını açıklamış olmanın tedirginliğiyle, Peony’nin ellerini daha hızla ovuşturmaya başladı. “Bugün yeniden oraya gitmemi istediler. Baştabip benden faydalanarak bir antidot bulunmasının mümkün olabileceğini söyledi. Ona, eğer bu hastalığa bir ilaç, herhangi bir çare bulunabilirse, onu ilk alanın sen olması gerektiğini söyledim. Bana söz vermesini sağladım.” Cinder hayretle, Peony’nin gözlerine yaşların dolmaya başladığını fark etti.